Yapay Zekâ Destekli Botlar Bizim Yeni Sağlık Koçlarımız Olabilirler Mi?

“Beni Chatbot’lara Emanet Edin”

Gergin bir hasta bir mesaj gönderir; “Bana bugün bir teşhis konuldu ve ben hayatımın kalanının tamamen kötü bir şekilde değişeceğinden korkuyorum. Lütfen, bana yardım edebilir misin?”

Ve karşıdan cevap gelir;

-Merhaba Anna. Ben Ariana. Senin için buradayım. Merak etme bu işin üstesinden birlikte geleceğiz. Beni senin özel asistanın farz et. Seni durumun ve tedavin hakkında sürekli bilgilendirip sana yardım edeceğim. Günlük aktivitelerini nasıl iyileştirebileceğin konusunda faydalı ipuçları verip, tedavi sürecinin daha iyi geçmesi için elimden geleni yapacağım. Hatta aklına takılan sorular varsa mümkün olduğunca cevap vermeye çalışacağım.

-Peki, dedi Anna. Hadi başlayalım o halde.

Ariana cevap verdi:

-Öncelikle güzelce bir dinlen. Biraz uyu. Sana yarın sabah mesaj atacağım ve kaldığımız yerden birlikte devam edeceğiz.

Ertesi sabah Anna telefonunu açtığında telefonunda bir mesaj görür.

  • Günaydın Anna. Bugün nasıl hissediyorsun? Bugünden itibaren her gün nasıl hissettiğini kontrol edeceğim. Lütfen 1 (çok kötü hissediyorum) ve 10 (daha iyi olamazdı) şeklinde olmak üzere nasıl hissettiğini 1’den 10’a kadar ölçeklendir. Bu sayede gelişimini sürekli takip edebiliriz.

Anna cevap gönderdi ve böylelikle Ariana iletişime geçtikleri ilk günü kaydetti. Ariana, Anna’ya sadece arkadaşlık etmenin dışında günlük egzersiz ve diyetler de tavsiye etti. Seyahat önerileri sunup, uçağa binip binemeyeceğini de kontrol edecek sorular sordu. Ve elde ettiği bilgileri belirli periyotlarla doktoru ile de paylaştı.

Ariana’nın Kökleri

Ariana ilk bakışta kendisini işine adamış bir sağlık danışmanı gibi gözükebilir. Fakat aslında bir chatbot. Kendisi bir cerrah ve aynı zamanda da sağlık danışmanı olan Doktor Carol Wildhagen, bir sağlık girişimcisi ve bilgi teknolojileri uzmanı olan Marc Bender ile bir araya gelip 2017 yılında Ariana’yı kurdu.

Bu girişimin arkasında yatan gerekçe ise aslında gayet basit. Doktorlar bilir, hastanın hikâyesi ve tıbbi geçmişi çok önemlidir. Bununla beraber, özellikle kronik hastalıklarda, teşhis sonrası takip süreci de son derece önemlidir. Gerçekte ise bunlar vakit alan ve günümüzde doktorların yoğunlukları da düşünüldüğünde pratikte uygulanması zor olan süreçlerdir.

Dr. Wilhagen, AIMed’e verdiği bir röportajda Almanya’da doktorların bir hastaya ortalama sadece 7 dakika ayırabildiğini belirtti. Oysaki etkili bir teşhis ve tedavi için bu süre kesinlikle yetersiz. O yüzden hastalara yapılan teşhislere göre en azından standart olan prosedürlerin uygulanması, hastanın dikkat etmesi gereken günlük aktivitelerin takip edilmesi, tedavi sürecindeki belirli parametrelerin düzenli izlenmesi ve bunlara ek olarak bu verilerin kişi günlük hayatına devam ederken de sürekli kaydedilmesini mümkün kılmak amacıyla bu uygulamayı hayata geçirdiklerini belirttiler.

Öte yandan bu uygulamanın en büyük getirilerinden bir tanesi de doktor-hasta yakınlığını ve aradaki şeffaflığı arttırması.

Ariana’nın bir diğer artısı da dış kullanıma kapalı olup, sadece hastalık teşhisi konulanların kullanabildiği bir platform olması. Böylece olası yanlış kullanımların da önüne geçilmiş oluyor. Bunun yanında veri tabanına kaydedilen belirli semptomları fark ettiğinde derhal acil müdahale birimi ile irtibata geçip, insan-makine işbirliğini en hayati konularda faydalı bir şekilde uygulayabiliyor.

Bunlara ek olarak Ariana, bilgi alma konusunda da son derece mahir. Malumdur ki, karşımızdaki bir insana, özellikle bir yabancıya –velev ki bu doktor bile olsa- her zaman her şeyi söyleyemiyoruz. Bazen utanabiliyoruz bazense unutuyoruz. Söylesek bile karşımızdaki kişi söylediklerimizi unutabiliyor veya konuşmanın akışı içerisinde yeterince dikkat edemiyor. Oysa Ariana’nın yapabildiği konuşma içerikleri %20 teknik bilgiler, %80 ise dostane konuşmalar şeklinde oluyor. Hastalar, karşılarındakinin bir robot olduğunu bildiklerinden çok daha rahat cevap verebiliyorlar. Ariana’nın dostane üslubu ise konuşmasının devamlı olmasını sağlıyor.

Artık Sanal Hastanelerin Vakti Geldi mi?

Peki, Ariana hiç mi duraksamıyor? Ne sorsak hemen cevap verip, hastalık süresince hem yoldaş hem sırdaş mı oluyor?

Doğrusunu söylemek gerekirse, Ariana’nın da diğer chatbotlarda olduğu gibi ‘pardon, ne dediğinizi tam olarak anlayamadım’ anları var. Fakat bunu soğuk bir şekilde ve yüksek sesle vurgulamak yerine, kısaca ve kibarca hastadan düşüncelerini daha açık ve temiz bir şekilde söylemesini istiyor.

Konu sağlık olduğu için hataya yer yok. “Ariana’nın yapmaya izinli olduğu şeyler hakkında çok katı kurallarımız var” diyor, Dr. Wildhagen. Ve şöyle devam ediyor: “ Diyalogları ustalıkla işlemeye çalışıyoruz ve en iyi kullanıcı deneyimi sunmak için hâlihazırda kullanıcının kullanmaya aşina olduğu mesajlaşma platformlarını kullanıyoruz… Ariana çok güçlü bir karşılıklı konuşma platformuna sahip dolayısıyla hastanın yönlendirilebileceği çok fazla tetkik ve yönlendirme var. Haliyle, ara sıra başarısız olsak da bunun çok incelikle olmasına gayret gösteriyoruz.”

Görünen o ki, Chatbotların ve yapay zekanın sağlık alanında ipleri eline alması için biraz daha zamana ihtiyaç var. Şu anda en iyi senaryo, hala ciddi bir insan-makine işbirliği gerektiriyor. Öte yandan sürekli ve aratarak devam eden bir ilerlemenin olduğu da muhakkak.

Zaten Ariana türünün ne ilk ne de son örneği. Sağlık alanında bu yönde yapılan atılımların ciddi bir potansiyeli olduğu da artık su götürmez bir gerçek.

Peki, sağlık sektöründe daha başka neler oluyor? Öğrenmek için bloglarımızı  takip etmeye devam edin….

1 Comment

  1. admin

    Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus error sit voluptatem accusantium doloremque laudantium, totam rem aperiam.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *